Perikles Atina’nın surlarının güçlendirilmesi için çaba sarf etmiştir. Pers istilasından sonra sur kavramının önemi son derece açık ve net olarak görülmüştür. Pers istilasından sonra bir hayli yıpranan Akropolis’in kuzey ve batı, surları da onarılmıştır. Aynı zamanda Atina’nın şehir surları da hasara uğradığı için onarılmıştır ve genişletmeler de yapılmıştır. Surların temelleri taştan üst kısımları
kerpiçten yapılmaktaydı. Müttefikleri arasında büyük bir isyan patlamak üzereyken Periklesin surların güçlendirilmesini üstlenmesi kentin güvenliği açısından kaçınılmazdı.
Pire limanını Atina’ya bağlayan surlarda kalın ve büyük taşların kullanılması ve sık aralıklarla kulelerin yapılması surların tam olarak yerinin tespit edilebilmesine olanak sağlamıştır. Bu sur türü Perikles’in adı ile birleşerek ona ait bir sur sistemi olarak karşımıza çıkmaktadır. Bu surların yapımına M.Ö. 458 yılında Kimon tarafından başlanmış, M.Ö. 440 yılında Perikles tarafından tamamlanmıştır. Perikles bu korunaklı surlar sayesinde hem Atina’da bulunan vatandaşlarını savaşlardan koruyacak hem de filosunu deniz imparatorluğunu korumak için kullanacaktı. Periklesin bu sur sistemi limanın direkt olarak Atina şehrine ve Akropole bağlanması, karadan gelecek herhangi bir düşmanı deniz birlikleri kente gelinceye kadar dışarda tutmasını sağlayacak durumdadır. Aynı zamanda eğer güvenli bir koridorun olmaması durumunda deniz kuvvetlerinin kenti savunmaya geldiği zaman hangi durum ile karşılaşacağını bilemeyeceğini ve eğer kent abluka altına alınmış ise limandan kente yaklaşık 3 km. olan mesafe hatırı sayılır bir uzaklık olduğu için direkt olarak kenti düşman ablukasından kurtarması mümkün değildir.
